Siirt Üniversitesi'nde temizlik personeli yerine rektör ve yardımcısı ile güvenlik görevlilerinin müdahale ettiği su baskınında yönetim krizi kameraya yansıdı.

Siirt Üniversitesi’nde iddialara göre oldukça ilginç bir olay yaşandı. Kesin kabulü yapıldığı öne sürülen yeni bir binayı su basmasının ardından, olay yerine ilk ulaşan isim Prof. Dr. Nihat Şındak oldu.

Üniversitenin rektörü olan Şındak’ın, temizlik personelini çağırmadan yalnızca iki güvenlik görevlisi eşliğinde binada incelemelerde bulunduğu iddia edildi.

Rektör Şındak’a, olay yerine gelişinde geçtiğimiz aylarda rektör yardımcılığına atadığı Prof. Dr. Fevzi Hansu’nun da eşlik ettiği görüldü. Su baskınının yaşandığı bodrum katında büyük kazanların da bulunduğu ve maddi hasarın ciddi boyutta olduğu ileri sürüldü.

Temizlik Görevini Kim Yaptı?

İddialara göre olay yerine gelen rektör yardımcısı ve iki güvenlik görevlisi, temizlik işini üstlendi.

O anlarda Rektör Şındak'ın elleri cebinde telaşlı bir şekilde ortamı izlediği ve tüm bu anların cep telefonu kamerasıyla kayıt altına aldırdığı anlaşılıyor.

Kamuoyunda Tepki Büyüyor

Siirt Üniversitesi gibi yüzlerce personelin görev yaptığı büyük bir kurumda yaşanan bu olay, kamuoyunda tepkilere neden oldu.

Su baskını kadar, temizlik personelinden önce rektörün olay yerine gitmesi ve olayın sanki üstü kapatılmak istenircesine sessiz sedasız geçiştirilmesi kafalarda soru işaretleri oluşturdu.

Danıştay: Rektör de Zanlı

Bu gelişme, rektör Prof. Dr. Nihat Şındak’ın Danıştay tarafından hakkında yürütülen bir başka soruşturmayla da gündemde olduğu bir döneme denk geldi.

Şındak'ın, sahte imza ve sahte belge iddialarına konu olan bazı belgelerdeki imzaların kendisine ait olduğu ve kriminal incelemelerde bunun netleştiği kamuoyunda hâlâ tazeliğini koruyor.

Danıştay kararına göre YÖK’ün yürüteceği soruşturmada rektörün zanlı pozisyonunda bulunması ise üniversite ve kamuoyunda derin rahatsızlığa yol açmış durumda.

Olayla İlgili Cevap Bekleyen Sorular:

1- Su basan bina tam olarak hangi yapıdır? Üniversitenin hangi birimine ait olduğu, ne amaçla kullanıldığı ve güvenlik raporlarının ne durumda olduğu neden kamuoyuyla paylaşılmıyor?

2- Bu bina gerçekten kesin kabul sürecinden geçmiş midir? Geçtiyse, bu kabul hangi kurulun onayıyla ve hangi teknik raporlara dayanılarak yapılmıştır? Kabul sonrası neden bu denli büyük bir altyapı sorunu yaşanmıştır?

3- Eğer su baskını rektör ve yardımcısını dahi olay yerine götürecek kadar önemli görülmüşse, neden üniversitenin temizlik personeli bu olayda aktif olarak görevlendirilmemiştir?

4- Temizlik personelinin çağrılmaması kurumsal bir tercih midir yoksa olayın büyüklüğünün duyulmaması mı amaçlanmıştır? Eğer bu bir kriz yönetimi stratejisi ise bu karar kimin inisiyatifiyle alınmıştır?

5- Olayın ardından temizlik personeli herhangi bir aşamada göreve davet edilmiş midir? Edildiyse, hangi gün ve saatte olay mahallinde bulunmuşlardır ve bu sürece dair resmi tutanak var mıdır?

6- Su baskını yaşanan bina hangi akademik, idari ya da teknik faaliyetler için kullanılmaktadır? Eğer bina hâlihazırda aktif olarak kullanılmakta ise bu durum öğrencilerin ve personelin güvenliğini tehdit ediyor olabilir mi?

7- Bina ciddi altyapı sorunları taşıyorsa, buna rağmen kabulü nasıl gerçekleştirilmiştir? 

8- Olayın gerçekleştiği gün rektör tarafından çektirildiği iddia edilen görüntüler neden kayıt altına alınmış, kimlerle ve ne amaçla paylaşılmıştır?

9- Bu görüntüler kriz yönetiminin parçası mıdır yoksa kişisel bir PR çalışmasının parçası mı?

Editör: Admin Admin